Ana içeriğe atla

Tracy Hogg / Yatır - Kaldır Yöntemi ve Günlük Rutin Oluşturma

Aylin in  uyumayan bir bebek olduğundan bahsetmiştim . Aslında Kaş ta kendi evimizdeyken, önce omzumda pışpışlardım, uyuyakalınca da yatağına bırakırdım. Sonra Olympos da çok huysuzlanınca, ayakta sallamaya başladık. Böylece sallamaya alışmış oldu. Bursa da da ayakta sallamaya devam ettik. Hatta kollarını sıkıca iki yanında tutup öyle sallıyorduk ama kundağı kabul etmiyordu.

Kaş a döndük. Bir gün tam 1 saat ayağımda salladım ve sadece 15 dk uyudu. Benim de sinirlerim iyice gerilmeye başladı. Dedim bu böyle olmayacak. Bu kızın düzene girmesi gerekiyor. Evde daha önceden aldığım, Tracy Hogg un, Ebeveyn Cankurtaran Seti kitabı vardı. Bizim huysuz keçiye hiç bir yöntem sökmediğinden, ben de kitabı kaldırmıştım . Sonra dedim bir de yatır-kaldır yöntemini deneyeyim bakalım. İşe başlamadan uyku problemini çözmem gerekiyordu.

Öncelikle odanın kapısını ve camını kapattım ki , kıza işkence yaptığımı zannetmesinler. Çünkü okuduğuma göre yöntem 2 saat sürebilir ve kız sürekli ağlayabilirdi.

Bismillah dedim, koydum yatağına. Tabii ki hemen ağladı. Kaldırıp kucağıma aldım, sakinleştirdim. Susar susmaz tekrar yatağına koydum ve emziğini ağzına verdim. Gün içinde emzik almıyor ama uykuya dalmada bir araç olarak kullanıyor. Yine ağladı, tekrar kaldırıp kucağıma aldım. Sakinleşince tekrar yatırdım. Sakinleştirmek için de yine Tracy Hogg un, şşş pat yöntemini kullandım. Sırtına ritmik bir şekilde hafifçe vuruken kulağına şşş şşş şşş diyorsunuz.

Bu şekilde yatır - kaldır maceramız ilk deneme için 20 dk sürdü. Gerçekten kısa bir süreydi. Ama tabi kulağımda sürekli ağladığı için bana saatler geçmiş gibi geldi.

Ertesi gün öğle uykusuna yine yatır kaldır yöntemiyle daldı. Bu defa 15 dk sürdü. Böyle böyle süre kısaldı. Şimdi en fazla 3 seferde uykuya dalıyor. Bu işi şimdilik çözdüm gibi görünüyor.
Çünkü ev dışında, mesela Olympos ta da ayakta sallamadan , yatağa bıraktığım zaman uyudu.

Günlük rutinimiz de oluşmuş durumda. Tabii ki robot gibi saati saatine uygulama yapan bir çocuk değil. Ama en azından şimdilik, gece uykusu, gece beslenmesi ve sabah kalkması oturdu. Akşam 19:30 - 20:30 arası bir saatte uyuyor. gece 23:00 de uykusundan uyandırmadan , ağzına biberonu veriyorum ve mamasını içiyor. Sonra da sabah 06:30-07:00 arası kalkıyor. Gün içinde çok az öğle uykusu uyuyor. Ama gece uyusun da, gündüz çok uyumaması benim içi sorun değil :)

Her günümüz böyle düzenli gitmese de çoğu zaman rutinden şaşmıyoruz. Yani Aylin büyüdükçe daha anlaşılır bir bebek oluyor şimdilik.

Sürekli şimdilik diyorum çünkü henüz diş çıkarmadık :) o zamanları nasıl atlatırız bilemiyorum.

Uykuya daldıktan sonra ellerini sürekli oynatarak kendini uyandırıyor. Yüzünü kaşıyor, saçını çekiyor. Kundak yaptığımız zaman rahatça uykuya dalabiliyor. Bazen daha sonra kundağı çözüyorum. Yüzüstü falan dönerek, yatakta dolaşarak daha rahat gazını çıkartıyor.






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KAŞ TA YAŞAMAK.....

Sanırım, bu yaşıma kadar verdiğim en güzel karar Kaş ta yaşamak oldu. Kaş a gecen sene mayıs ayında gelmiştik. İlk sene çevremiz tam oturmadığı için, Kaş ın tadını çıkartamamışız meğer :) Bu sene de , geçen sene gibi cuma dan Olympos a gidip, pazar akşam Kaş a geri dönüyorum. Ama son 2 haftadır, zincirinden boşanmışçasına geziyoruz :) Bunun nedeni, hem benim Olympos a gitmemiş olmam, hem de bankadaki diğer arkadaşlarımla biraz daha fazla zaman geçiriyor olmam ve birbirimizi daha yakından tanıma şansımızın olması. Ama tabii ki küçük yerde yaşamanın zorlukları da yok değil. Kız kıza eğlenmek için istediğiniz saatte dışarı çıkıp, istediğiniz saatte eve girebilirsiniz. Karışan Görüşen, sarkıntılık eden falan yok. Zaten böyle küçük bir yerde bankacıysanız, herkes sizin bütün hayat hikayeniz bilir. Benim de haftaiçi eşimden ayrı olduğumu, haftasonu Olympos a gittiğimi herkes biliyor. Ama yine de şu sosyal medya denen illet yüzünden, herkes ne yaptığınızı, nerelerde kaça kadar gezdiğinizi

Hazır Makarna Soslari

Dun toplanti nedeniyle isten biraz gec ciktim. Eve geldigimde hiiic yemek yapacak havamda degildim. Aslinda cok yorulmadim ama bazen insanin canı hicbirsey yapmak istmiyor. Kaş ta ilk kisimizi yasiyoruz. Herkes kis mevsiminin cok durgun gectigini soylemisti ama ben bu kadarını beklememistim. Butun esnaf dukkanlari kapatti. Sokaklarda kediler ve kopekler kaldi. Biz bu durumdan sikayetci de degiliz aslinda. Biraz kendimizi dinliyoruz... Kaş in meshur uzun carsisini dolasmaya ciktik ama sadece bu kedicikler vardi. Ben de hepsini biraz mincikladim :)) Gelelim yemek meselesine. Kocacim sagolsun yine makarna isini devraldi. Bu küçük lezzetli soslar basit bir makarnayi harika bir lezzete dönüştürdü.