Ana içeriğe atla

4 kişilik ailemizin yurtdışı seyahat çantası

Ailemiz genişledikçe , öyle sırt çantamızi alalım da bir seyahate çıkalım hikaye oldu. Hele de ailede bebek varsa, en çok onun eşyası oluyor. 3 yaşındaki kızımin hiç zahmeti kalmadığını anladım . Giyecek kıyafetlerini aldım o kadar. Ama bebeğe gelince işler değişti...

Öncelikle ben 1 gün önceden mutlaka çanta hazırlarım. Asla son dakikaya bırakmam. Çünkü eklemem cikarmam gereken şeyler mutlaka oliyor. İlk önce ne götüreceksem kendimden başlayarak yatağın üstüne koymaya başlarim. Sonra gerçekten ihtiyacım olmayan şeyleri ellerim.

Bu bizim ilk ailecek uzun yol seyahatimiz olacağı için herşeyi minimum seviyede tutmaya çalıştım. Bavulla başlayalim.....

Görüldüğü üzere bavul 4e bölünmüş durumda. Bir tarafta eşimle benim , diğer tarafta çocukların eşyaları var. Bu 11 günlük bir seyahat olacak . Buna göre ;
Bizim tarafta , kendime bir kot Pantalon, 1 kot etek, 1 hırka, 7 tane de farklı üst aldim. T shirt , gömlek ve body. Giderken de üzerimde kot Pantalon, t shirt ve kot ceketim olacak. İç çamaşırlar , pijama ve çorapları da bez torbama koydum. Bunların hepsi bavulun 1/4unu kapladı.
Eşime de 1 şort , 1 Pantalon, pijama , iç giyim ve 7 tane t shirt koyduk. İkimizin eşyaları bu kadar.
Çocuklara da hem kalın hem de ince giysiler koydum. Onları oralarda usutmek istemem. İşin özü , birbiri ile kombin yapılabilecek , mevsim geçişlerine uygun şeyler koymaya çalıştım. Mesela kot sortunu hava sıcaksa tek, hava serin olursa icin kilotlu corapla giyecek.

Diğer bir konu, ben her zaman yola çıkmadan giyilecek olan şeyleri de ayrı bir yere hazırlarım. Böylece evden çıkmadan tantana ya yer vermemiş oluruz. Aşağıda gördüğünüz üzere , bavulun üzerinde eşimle benim giyeceklerimiz , mor poşette de çocukların yolculukta giyecekleri var. Böylece evden çıkma saati geldiğinde herkes giyinip hazır olacak.

Evet şimdiye kadar en büyük problem olan giysileri yerleştirmiş oldum. Bunun dışında gidecek olan kozmetik vs. Eşyalar var. Bunlar için zamanında Madame Coco dan aldığım çantamı kullanıyorum. Çantanın içini de diğer çantalar ve poşetlerle düzenliyorum.

Mesela şu seyahat boy ürünleri almak yerine, 1 sefer seyahat kitlerinden alıp , içini her zaman kullandığınız ürünlerle doldurabilirsiniz.
Aşağıda yer alan kitlere sırasıyla, yüz yıkama jeli, şampuan , duş jeli koydum . Küçük kavanozlarda da kendi yaptığım doğal deo stick ( 1 tatlı kaşığı Hindistan cevizi yağı, 3 tatlı kaşığı karbonat, 3 damla aromatik yağ ), makyaj temizlemek için Hindistan cevizi yağı ve el kremi koydum.
Çocuklara şampuan olarak da esantiyon boy olarak verilen ürünü koyuyorum.
Bir küçük çantaya da geri kalan ıvır zıvır dolduruyorum. Dikiş kiti, dış fırça macun, parfüm, törpü, 1 oje, oje silme mendillerle, tırnak makası, ayna vs.





Ivır zıvır çantamda hazır. Bunu da bir sırt çantasına diğer ıvır zivirlarla birlikte koyuyorum. Bebek bezi, yedek ayakkbi ve terlik, bir de eşimin geçirdiği ameliyattan dolayı devam eden pansumaninin malzemeleri var. Hepsi toplam 1 sırt çantası ediyor


 Geriye bebek arabası kaldı. Bebek arabasını puseti olarak yanımıza aldık. Çünkü orda araba kiraladigimizda araba koltuğuna ayrıca para ödemek istemedik. Çantanın altta yer alan sepet kısmına kanguruyu koydum . Belki orda kucakta da gezmek ister. Bebek çantasını da aparatlariyla birlikte arabaya astım.

Bu arada bungalovda hazirlandigim için ortalık biraz dağınık , kusura bakmayın artık. Gelelim bebek çantasının içine. Bebek çantasını aynı zamanda kendi kol cantam olarak kullanıyorum. Çünkü her durumda her zaman yanımda. İcine kızım için 1 takım yerden kıyafet koyuyorum. Bez , ıslak mendil (aslında çok kullanmam ama lazım da oluyor . Alt temizliğinde saf pamuk ve su kullanıyorum ), alt açma var. On gözde de cüzdanım , not defterim, kalem, gözlük antibakteriyel jel vs.yer alıyor.



Evet , 4 kişilik , içinde bir de bebeğin yer aldığı ailemizin seyahat hazırlığı bu şekilde. Son halimiz aşağıdaki gibi. Daha minimali olabilir mi acaba ? Sanırım bebek büyüyünce o da olacak :) Ama şimdilik benim başarabildigim bu kadar.
Gece yolculuk var. Deneyimlerimi paylaşmaya devam edeceğim .....


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KAŞ TA YAŞAMAK.....

Sanırım, bu yaşıma kadar verdiğim en güzel karar Kaş ta yaşamak oldu. Kaş a gecen sene mayıs ayında gelmiştik. İlk sene çevremiz tam oturmadığı için, Kaş ın tadını çıkartamamışız meğer :) Bu sene de , geçen sene gibi cuma dan Olympos a gidip, pazar akşam Kaş a geri dönüyorum. Ama son 2 haftadır, zincirinden boşanmışçasına geziyoruz :) Bunun nedeni, hem benim Olympos a gitmemiş olmam, hem de bankadaki diğer arkadaşlarımla biraz daha fazla zaman geçiriyor olmam ve birbirimizi daha yakından tanıma şansımızın olması. Ama tabii ki küçük yerde yaşamanın zorlukları da yok değil. Kız kıza eğlenmek için istediğiniz saatte dışarı çıkıp, istediğiniz saatte eve girebilirsiniz. Karışan Görüşen, sarkıntılık eden falan yok. Zaten böyle küçük bir yerde bankacıysanız, herkes sizin bütün hayat hikayeniz bilir. Benim de haftaiçi eşimden ayrı olduğumu, haftasonu Olympos a gittiğimi herkes biliyor. Ama yine de şu sosyal medya denen illet yüzünden, herkes ne yaptığınızı, nerelerde kaça kadar gezdiğinizi

Hazır Makarna Soslari

Dun toplanti nedeniyle isten biraz gec ciktim. Eve geldigimde hiiic yemek yapacak havamda degildim. Aslinda cok yorulmadim ama bazen insanin canı hicbirsey yapmak istmiyor. Kaş ta ilk kisimizi yasiyoruz. Herkes kis mevsiminin cok durgun gectigini soylemisti ama ben bu kadarını beklememistim. Butun esnaf dukkanlari kapatti. Sokaklarda kediler ve kopekler kaldi. Biz bu durumdan sikayetci de degiliz aslinda. Biraz kendimizi dinliyoruz... Kaş in meshur uzun carsisini dolasmaya ciktik ama sadece bu kedicikler vardi. Ben de hepsini biraz mincikladim :)) Gelelim yemek meselesine. Kocacim sagolsun yine makarna isini devraldi. Bu küçük lezzetli soslar basit bir makarnayi harika bir lezzete dönüştürdü.

Tracy Hogg / Yatır - Kaldır Yöntemi ve Günlük Rutin Oluşturma

Aylin in  uyumayan bir bebek olduğundan bahsetmiştim . Aslında Kaş ta kendi evimizdeyken, önce omzumda pışpışlardım, uyuyakalınca da yatağına bırakırdım. Sonra Olympos da çok huysuzlanınca, ayakta sallamaya başladık. Böylece sallamaya alışmış oldu. Bursa da da ayakta sallamaya devam ettik. Hatta kollarını sıkıca iki yanında tutup öyle sallıyorduk ama kundağı kabul etmiyordu. Kaş a döndük. Bir gün tam 1 saat ayağımda salladım ve sadece 15 dk uyudu. Benim de sinirlerim iyice gerilmeye başladı. Dedim bu böyle olmayacak. Bu kızın düzene girmesi gerekiyor. Evde daha önceden aldığım, Tracy Hogg un, Ebeveyn Cankurtaran Seti kitabı vardı. Bizim huysuz keçiye hiç bir yöntem sökmediğinden, ben de kitabı kaldırmıştım . Sonra dedim bir de yatır-kaldır yöntemini deneyeyim bakalım. İşe başlamadan uyku problemini çözmem gerekiyordu. Öncelikle odanın kapısını ve camını kapattım ki , kıza işkence yaptığımı zannetmesinler. Çünkü okuduğuma göre yöntem 2 saat sürebilir ve kız sürekli ağlayabilirdi.