Yazmayalı 1 yıla yaklaşmış sanırım. Hamilelik sürecimde ayrı bir blog açıp orda haftalık değişimlerimi yazmaya çalışmıştım. Geçen gün, hatta dün canım arkadaşım İlknur la konuşurken, bloğuna yazdığından bahsetti. benim de ne zamandır aklımdaydı. ama bir yandan da kızıma yazılı günlük tuttuğum için, bloğa ara vermiştim. yine de bazı şeyleri fotoğraflı olarak paylaşmak daha eğlenceli ve daha anlamlı olabiliyor. bu nedenle hazır bizim huysuz keçi uyumuşken başladım yazmaya....
Evet 26.05.2015 saat: 09:45 , hayatımın en anlam yüklü, en tarif edilemez anı oldu. Ben anne oldum ! Tombul yanaklı, poğaça suratlı bir kız bebeği kucağıma aldım. İlk söylediğim şeyse; '' Ama bu çok güzel, bu gerçekten çok güzel '' oldu :)50 cm boyunda, 3.750 gr ağırlığında, babasının fotokopisi Aylin imizi kucağımıza aldık .
Benim kızım doğduğu ilk gün gülümsedi :) ama şimdi çok fazla yabancı seçiyor. Evde gülücükler saçan , kahkaha atan çocuk, bizden başkasına kesinlikle itmiyor ve kucağa alınırsa ağlıyor....
Doğumu, Antalya Memorial da yaptım. doktorum Mehmet Öztürkmen gerçekten çok iyi bir doktor. her şey için kendisine teşekkür ediyorum tekrdan. şu da kötü oldu dediğim hiç bir nokta olmadı doğumumda. Antalya - Kaş arası 3,5 saatlik yol olduğu için, doğum öncesi eşimin anneannesinin Antalya daki evinde kaldık. Doğumdan bir önceki gün annem de geldi. maalesef doğumdan sonra Aylin sarılık oldu. her bebeğin başına gelebilen bir durum olan yeni doğan sarılığını ben çok abarttım. şimdi fark ediyorum. Sarılık değerleri düşene kadar bir süre Antalya da kaldık.
Aylin gerçekten çok zor bir bebekti. İlk 20 gün sarılığın etkisiyle, gayet sessiz, sürekli uyuyan bir bebekti. amaaan dedim , bebek bakmak ne kolaymış. annem de 20 günün sonunda Bursa ya döndü. Aylin sarılığı atlattı ve içindeki canavar ortaya çıktı. Sürekli ağlayan , huysuz uyumayan bir bebekti. memeyi çok zor emdi. aç kaldı, cok zorladım ama sadece 3 ay anne sütü verebildim.
Aylin 1,5 aylık olunca, Bursa ya annemin yanına gittik. Annem olmasa ben gerçekten bakmakta çok zorlanırdım ve psikolojim bozulurdu. Tek sorun babamızdan ayrı olmaktı. Onun dışında anne yanı, baba ocağı ne yalan söyleyeyim çok rahattı.
Neyse ki annem sayesinde, Aylin le birbirimize alıştık. Emmedi maalesef, emseydi ikimiz için de hayat çok rahat olacaktı. Neyse ki sağlığı yerinde. Buna şükretmek lazım .
Aylin 10 gün sonra 5 aylık oluyor. ve ben de 1 hafta sonra işe başlıyorum.... çok acı . ... çok erken ....
Ben anne oldum dedim ya, gerçekten bu hiç bir şeye benzemeyen bir duyguymuş. Önce den anne ol anlarsın, anne olmayan anlayamaz, çocuğun olmadan anlayamazsın gibi şeyler söylediklerinde, sinir olurdum. amaaaan yaaaa neden anlamayacakmışım, ne var yani derdim. ama öyle olmuyormuş. insanın bütün planları hayata bakış açısı, düşünce tarzı , her şeyi değişiyor. Hayatının merkezine oturuyor çocuk. Kendini ona adıyorsun .
Evet 26.05.2015 saat: 09:45 , hayatımın en anlam yüklü, en tarif edilemez anı oldu. Ben anne oldum ! Tombul yanaklı, poğaça suratlı bir kız bebeği kucağıma aldım. İlk söylediğim şeyse; '' Ama bu çok güzel, bu gerçekten çok güzel '' oldu :)50 cm boyunda, 3.750 gr ağırlığında, babasının fotokopisi Aylin imizi kucağımıza aldık .
Benim kızım doğduğu ilk gün gülümsedi :) ama şimdi çok fazla yabancı seçiyor. Evde gülücükler saçan , kahkaha atan çocuk, bizden başkasına kesinlikle itmiyor ve kucağa alınırsa ağlıyor....
Doğumu, Antalya Memorial da yaptım. doktorum Mehmet Öztürkmen gerçekten çok iyi bir doktor. her şey için kendisine teşekkür ediyorum tekrdan. şu da kötü oldu dediğim hiç bir nokta olmadı doğumumda. Antalya - Kaş arası 3,5 saatlik yol olduğu için, doğum öncesi eşimin anneannesinin Antalya daki evinde kaldık. Doğumdan bir önceki gün annem de geldi. maalesef doğumdan sonra Aylin sarılık oldu. her bebeğin başına gelebilen bir durum olan yeni doğan sarılığını ben çok abarttım. şimdi fark ediyorum. Sarılık değerleri düşene kadar bir süre Antalya da kaldık.
Aylin gerçekten çok zor bir bebekti. İlk 20 gün sarılığın etkisiyle, gayet sessiz, sürekli uyuyan bir bebekti. amaaan dedim , bebek bakmak ne kolaymış. annem de 20 günün sonunda Bursa ya döndü. Aylin sarılığı atlattı ve içindeki canavar ortaya çıktı. Sürekli ağlayan , huysuz uyumayan bir bebekti. memeyi çok zor emdi. aç kaldı, cok zorladım ama sadece 3 ay anne sütü verebildim.
Aylin 1,5 aylık olunca, Bursa ya annemin yanına gittik. Annem olmasa ben gerçekten bakmakta çok zorlanırdım ve psikolojim bozulurdu. Tek sorun babamızdan ayrı olmaktı. Onun dışında anne yanı, baba ocağı ne yalan söyleyeyim çok rahattı.
Neyse ki annem sayesinde, Aylin le birbirimize alıştık. Emmedi maalesef, emseydi ikimiz için de hayat çok rahat olacaktı. Neyse ki sağlığı yerinde. Buna şükretmek lazım .
Aylin 10 gün sonra 5 aylık oluyor. ve ben de 1 hafta sonra işe başlıyorum.... çok acı . ... çok erken ....
Ben anne oldum dedim ya, gerçekten bu hiç bir şeye benzemeyen bir duyguymuş. Önce den anne ol anlarsın, anne olmayan anlayamaz, çocuğun olmadan anlayamazsın gibi şeyler söylediklerinde, sinir olurdum. amaaaan yaaaa neden anlamayacakmışım, ne var yani derdim. ama öyle olmuyormuş. insanın bütün planları hayata bakış açısı, düşünce tarzı , her şeyi değişiyor. Hayatının merkezine oturuyor çocuk. Kendini ona adıyorsun .
Yorumlar
Yorum Gönder