Dun toplanti nedeniyle isten biraz gec ciktim. Eve geldigimde hiiic yemek yapacak havamda degildim. Aslinda cok yorulmadim ama bazen insanin canı hicbirsey yapmak istmiyor.
Kaş ta ilk kisimizi yasiyoruz. Herkes kis mevsiminin cok durgun gectigini soylemisti ama ben bu kadarını beklememistim. Butun esnaf dukkanlari kapatti. Sokaklarda kediler ve kopekler kaldi. Biz bu durumdan sikayetci de degiliz aslinda. Biraz kendimizi dinliyoruz...
Kaş in meshur uzun carsisini dolasmaya ciktik ama sadece bu kedicikler vardi. Ben de hepsini biraz mincikladim :))
Gelelim yemek meselesine. Kocacim sagolsun yine makarna isini devraldi. Bu küçük lezzetli soslar basit bir makarnayi harika bir lezzete dönüştürdü.
Sanırım, bu yaşıma kadar verdiğim en güzel karar Kaş ta yaşamak oldu. Kaş a gecen sene mayıs ayında gelmiştik. İlk sene çevremiz tam oturmadığı için, Kaş ın tadını çıkartamamışız meğer :) Bu sene de , geçen sene gibi cuma dan Olympos a gidip, pazar akşam Kaş a geri dönüyorum. Ama son 2 haftadır, zincirinden boşanmışçasına geziyoruz :) Bunun nedeni, hem benim Olympos a gitmemiş olmam, hem de bankadaki diğer arkadaşlarımla biraz daha fazla zaman geçiriyor olmam ve birbirimizi daha yakından tanıma şansımızın olması. Ama tabii ki küçük yerde yaşamanın zorlukları da yok değil. Kız kıza eğlenmek için istediğiniz saatte dışarı çıkıp, istediğiniz saatte eve girebilirsiniz. Karışan Görüşen, sarkıntılık eden falan yok. Zaten böyle küçük bir yerde bankacıysanız, herkes sizin bütün hayat hikayeniz bilir. Benim de haftaiçi eşimden ayrı olduğumu, haftasonu Olympos a gittiğimi herkes biliyor. Ama yine de şu sosyal medya denen illet yüzünden, herkes ne yaptığınızı, nerelerde kaça kadar gezdiğinizi ...
Yorumlar
Yorum Gönder