Ana içeriğe atla

Dikiş Dikme Tutkum

Bu blogda ilk olarak kızıma daha doğmadan diktigim kiyafetleri paylasmistim. O günden bugüne ben dikiş olayını kendime göre baya geliştirdim. Hatta sadece diktiklerimi paylaştığım bir Instagram sayfam bile var. @madebymelos sayfasında diktiklerimi görebilirsiniz.
Yıllar sonra gerçekten sevdiğim birşey yaptığımı hissettim . Dikiş dikerken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum. Yaklaşık 3 yıldır burda dergisi kalıplarıyla dikiyorum . Ceketten pantolona, elbiseden mantoya bir çok şey diktim. Instagram hesabımda detaylı olarak da paylasiyorum.
Kumaslarsa tam bir tutku, onu da yine başka bir postta paylaşacağım.
Şimdi kendimi geliştirmek için modelistlik kursuna gidiyorum. Doğum iznimi boş geçirmiyorum yani. Hem bebegime bakıyor hem de kursa gidiyorum. Evet zor oluyor ama benim için belki de çalışırken son fırsat bu.

Dikiş dikmek hobi nin ötesine geçer mi ? İzleyelim görelim derim....

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KAŞ TA YAŞAMAK.....

Sanırım, bu yaşıma kadar verdiğim en güzel karar Kaş ta yaşamak oldu. Kaş a gecen sene mayıs ayında gelmiştik. İlk sene çevremiz tam oturmadığı için, Kaş ın tadını çıkartamamışız meğer :) Bu sene de , geçen sene gibi cuma dan Olympos a gidip, pazar akşam Kaş a geri dönüyorum. Ama son 2 haftadır, zincirinden boşanmışçasına geziyoruz :) Bunun nedeni, hem benim Olympos a gitmemiş olmam, hem de bankadaki diğer arkadaşlarımla biraz daha fazla zaman geçiriyor olmam ve birbirimizi daha yakından tanıma şansımızın olması. Ama tabii ki küçük yerde yaşamanın zorlukları da yok değil. Kız kıza eğlenmek için istediğiniz saatte dışarı çıkıp, istediğiniz saatte eve girebilirsiniz. Karışan Görüşen, sarkıntılık eden falan yok. Zaten böyle küçük bir yerde bankacıysanız, herkes sizin bütün hayat hikayeniz bilir. Benim de haftaiçi eşimden ayrı olduğumu, haftasonu Olympos a gittiğimi herkes biliyor. Ama yine de şu sosyal medya denen illet yüzünden, herkes ne yaptığınızı, nerelerde kaça kadar gezdiğinizi

Hazır Makarna Soslari

Dun toplanti nedeniyle isten biraz gec ciktim. Eve geldigimde hiiic yemek yapacak havamda degildim. Aslinda cok yorulmadim ama bazen insanin canı hicbirsey yapmak istmiyor. Kaş ta ilk kisimizi yasiyoruz. Herkes kis mevsiminin cok durgun gectigini soylemisti ama ben bu kadarını beklememistim. Butun esnaf dukkanlari kapatti. Sokaklarda kediler ve kopekler kaldi. Biz bu durumdan sikayetci de degiliz aslinda. Biraz kendimizi dinliyoruz... Kaş in meshur uzun carsisini dolasmaya ciktik ama sadece bu kedicikler vardi. Ben de hepsini biraz mincikladim :)) Gelelim yemek meselesine. Kocacim sagolsun yine makarna isini devraldi. Bu küçük lezzetli soslar basit bir makarnayi harika bir lezzete dönüştürdü.

Tracy Hogg / Yatır - Kaldır Yöntemi ve Günlük Rutin Oluşturma

Aylin in  uyumayan bir bebek olduğundan bahsetmiştim . Aslında Kaş ta kendi evimizdeyken, önce omzumda pışpışlardım, uyuyakalınca da yatağına bırakırdım. Sonra Olympos da çok huysuzlanınca, ayakta sallamaya başladık. Böylece sallamaya alışmış oldu. Bursa da da ayakta sallamaya devam ettik. Hatta kollarını sıkıca iki yanında tutup öyle sallıyorduk ama kundağı kabul etmiyordu. Kaş a döndük. Bir gün tam 1 saat ayağımda salladım ve sadece 15 dk uyudu. Benim de sinirlerim iyice gerilmeye başladı. Dedim bu böyle olmayacak. Bu kızın düzene girmesi gerekiyor. Evde daha önceden aldığım, Tracy Hogg un, Ebeveyn Cankurtaran Seti kitabı vardı. Bizim huysuz keçiye hiç bir yöntem sökmediğinden, ben de kitabı kaldırmıştım . Sonra dedim bir de yatır-kaldır yöntemini deneyeyim bakalım. İşe başlamadan uyku problemini çözmem gerekiyordu. Öncelikle odanın kapısını ve camını kapattım ki , kıza işkence yaptığımı zannetmesinler. Çünkü okuduğuma göre yöntem 2 saat sürebilir ve kız sürekli ağlayabilirdi.